Askeri yığınak küresel savaşların fitilini ateşleyebilir
Yeni Delhi – TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Amerikan ve İngiliz gemileri başta olmak üzere birçok ülkenin askeri varlıklarını bölgede daha görünür hale getirmelerinin dünya için büyük bir tehdit olduğunu ve küresel savaşların fitilini ateşleyebileceğini söyledi.
Bölgedeki ülkelerin haritasının değiştirilmesine yönelik emperyal projenin görülmesi gerektiğini söyleyen Kurtulmuş, “Vekalet savaşlarının da bir sonu vardır. Yani nihayetinde maşalarınızla bunu sürdürüyorsunuz ama bunun da gelip dayanacağı bir yer vardır” diyor. Kurtulmuş, Hindistan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını şöyle yanıtladı:
ÇİFTE STANDART UTANÇ VERİCİ: Yüzlerce insan Filistin’de katlediliyor, Gazze’de katlediliyor. Sadece Gazze Şeridi’nde değil, şu anda İsrail’in savaş ilan etmediği Batı Şeria’nın birçok yerinde de Müslümanlara, Filistinlilere karşı zulümler artırılarak devam ediyor. Buna da maalesef dünya kamuoyu, uluslararası camia ya çifte standartlı ya İsrail yanlısı, açık bir İsrail taraftarlığı şeklinde yaklaşımlar sergiliyorlar… Biz Türkiye olarak böylesine büyük bir insani krizi görmezden gelemeyiz. Gazze’de öldürülen şu anda 3 bine yakın insan var… Maalesef burada bazı ülkelerde açık bir tarafgirlik ve çoğu ülkenin görmezden gelmesi şeklinde bir yaklaşımı var. Yüz kızartıcı, utanç verici bir durumdur.
DÜNYA BARIŞININ KAPISI: Aslında bu kriz ile Ukrayna-Rusya arasındaki savaşın nitelikleri itibariyle birbirlerine benzer bazı tarafları var. Yani her iki tarafın da her iki çatışmanın potansiyeli itibarıyla bölgesel ve belki küresel savaşların, çatışmaların fitilini ateşleyebilecek bir potansiyeli var. Dolayısıyla biz Türkiye olarak diyoruz ki hem Rusya-Ukrayna arasındaki savaş hem İsrail-Filistin arasındaki gerilim bir an evvel sona erdirilmelidir. Bu, dünya barışı için de şarttır. Dünya barışının kapısı Orta Doğu barışıdır, bu barışın kapısının kilidi de bağımsız bir Filistin devletinin bütün dünya tarafından tanınması ve korunmasıdır.
BLINKEN’E ‘İNSAN SUÇU’ YANITI: (ABD Dışişleri Bakanı Blinken’in İsrail’i ziyaretinde ‘Bir Yahudi olarak da buradayım’ açıklaması) Tecrübesiz bir politikacı olsa ‘ağzından kaçırdı’ diye söyleyebiliriz, düşünebiliriz. Ben, bilerek, isteyerek, ‘İsrail’e dokunmayın ha, biz buradayız’ anlamına gelecek, bir de uluslararası camiada İsrail’in bu saldırganlığına karşı oluşabilecek tepkileri frenlemeye dönük bir çıkış olduğunu düşünüyorum. Yani konu herhangi bir dışişleri bakanının dininin ne olduğu konusu değildir… Bunun Amerikan siyasetinde de çok büyük zararlar verdiğini yakın zamanda göreceğiz.
DÜNYA İÇİN TEHDİT: (Amerika’nın savaş gemileri göndermesi) Amerika’nın Irak’ı işgaliyle birlikte başlayan süreçten bu yana bütün dünya devletleri bu bölgede. Hem siyasi olarak bu bölgede varlar hem vekalet savaşları üzerinden kurdurdukları ya da destekledikleri örgütler vasıtasıyla hem de askeri kapasiteleriyle burada varlar. Onun için biz diyoruz ki bölge zaten bir barut fıçısı. Bu bölgede ortaya çıkabilecek herhangi bir çatışmanın, daha yaygın bir dalganın dünya barışına çok ciddi tehditler oluşturacağı ortadadır. Bu tezimizi ispat edercesine Amerikalıların filolarıyla gelmesi, İngilizlerin vesaire gelmesi. Burada tansiyonu yükseltecek gösterilerde bulunmak dünya barışına verilecek en büyük zarardır… Amerikan, İngiliz gemileri ya da diğer ülkelerin buradaki askeri varlıklarını daha da görünür hale getirmelerinin bölge için de dünya içinde büyük bir tehdit olduğuna inanıyorum.
ÜLKELERİN SINIRLARININ DEĞİŞMESİ PROJESİ: Bu, yıllar evvel (Condoleezza) Rice’ın (eski ABD Dışişleri Bakanı) söylediği bir sözdür. ‘Yakında Orta Doğu’da şu kadar ülkenin sınırları değişecektir’ demişti. Bu devam etmekte olan bir süreç. Yani şöyle bir baktığınız zaman, şu anda Irak zaten siyaseten parçalanmış bir vaziyette. Suriye paramparça haline gelmiş, şehir şehir bölünmüş vaziyette. Libya’nın, Yemen’in durumu ortadadır. Bunların kurguladıkları yeni emperyal planın bir parçası olarak zaten Orta Doğu’da birçok ülke, hatta geniş Orta Doğu, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da birçok ülkede çok ciddi siyasi değişmeler, gelişmeler yaşıyoruz. Hatta maalesef fiilen ilan edilmiş olmasa da bu ülkelerin sınırları içerisinde ciddi parçalanmalarının olduğunu görüyoruz.
VEKALET SAVAŞLARININ DA SONU VARDIR: Bu emperyal projeyi görmek lazım. Bu yeni bir şey de değildir. Sykes-Picot’tan bu yana devam eden bir süreçtir. ‘Böl, parçala, inisiyatifsiz hale getir ve yönet’ politikasıdır. Tabii ki böyle bir ortam başından itibaren de İsrail’in iştahını artırıyor. İsrail de bölgedeki rakip olarak gördüğü devletlerin tamamını güçsüz, kendi iç meseleleriyle uğraşan, siyasi ve fikri anlamda bölünmüş bir yapıya gelmeleri İsrail’in de işine gelir. Bizim son 10-15 yıldır söylediğimiz şey. Vekalet savaşlarının da bir sonu vardır. Yani nihayetinde maşalarınızla bunu sürdürüyorsunuz ama bunun da gelip dayanacağı bir yer vardır. Onun için bu tür ülkelerin çok dikkatli olmaları, bundan sonra atacakları hesapsız her adımın kendi ulusal çıkarlarıyla da çelişeceğini görmeleri lazım.