DOKSAN+3 EGE’DE FUTBOL
Bülent Buda: Temel kural tektir ve değişmez. Futbol oyununda atamayana atarlar…
Topa daha çok sahip olan değil, üç direk arasından topu daha çok geçiren kazanır…
Acı gerçek budur futbolda. Eğer siz ya da sizler büyük uğraşla gerilerden taşınan topları uçlarda bozuk para gibi harcar, nasıl olsa ötekini atarız derseniz havanızı alır, poyrazı da satarsınız. Karşınızda 6 adet 30’unu aşmış futbolcu, kahramanlara özgü yarışıyorken siz o savaşımı seyrediyorsunuz adeta. Ders çıkardınız mı bari? Eğer ben bu ligleri yıllarca izlemiş, içinden çıkmış olmasaydım sizlerin takım değerini saptamam olanaksızdı. Böylesine değerli oyuncu topluluğu böylesine bir penaltı golüyle günü geçiştiriyor. Olmadı. İsmet hoca ile arkadaşları eğer futbolcuları kadar rehavet içinde değillerse yitirilen iki puanın futbol mevsiminin bitiminde ne kadar değerli olduğunu futbolcularına anlatsın lütfen. Ben doğal olarak İzmirliyim ve Altaylıyım. Hayret, sonucu ben bile kabullenmiyorum.
Fatih Tanfer: – Bodrumspor, Altay deplasmanından 3 puanla dönse puan cetvelinde ikinci sıraya yerleşecekti. Ama Altay kaşısında geçen sezon olduğu gibi bu sezonda aynı senaryoyu yaşadı.
– Bodrumspor ilk 15 dakikada çok etkiliydi. Gökdeniz’in şutu direkten döndü. Aldair, mutlak bir golü kaçırdı. Bodrum, 31. dakikada penaltıdan Aldair’in attığı golle öne geçti. Bu yarıda oyun iştahı iyiydi. İlerleyen dakikalarda koordinasyon sıkıntısı yaşadı. Kısacası maçın kontrolü elindeyken ikinci yarıda rolünü kaptırdı. Artan panik havası oyununu olumsuz etkiledi. Kişisel kanaatim orta sahadaki lider oyuncu eksikliği hissedildi.
– İkinci yarıda bireysel yetenekleri açısından da en verimsiz maçlarından birini oynadılar. Pedro Brazão’nun 83 ve 90+2’deki şutları hariç Altay kalesinde tehlike yaratamadılar.
– Savunmada ciddi yerleşim zaafları vardı. Takım halinde bu olumsuzluklar birleşince sahadan 1 puanla ayrılmak zorunda kaldı.
Lig uzun bir maraton elbette böyle kayıplar olabilir. Ancak hedefe ulaşmak istiyorsa bu hafta Çorum maçından başlayarak seri galibiyetler almak zorunda.
Mehmet Demirtaş: Bodrum FK’yı Altay karşısında tanıyamadım. Teknik birimden, oyuncu yapılanmasına baktığımız zaman maçın ve ligin favorilerinin önünde gelen Bodrum FK’nın sadece penaltı golüyle sahada mücadele etmesi anlaşılır bir durum değil.
İlk bakışta rehavete kapıldıklarını söyleyebiliriz. Geçtiğimiz sezon elde edilen başarı ve de keyif veren futbolunu sürdürmesini arzu ediyorum. Baktığımız zaman Bodrum FK’nın elindeki kadrosuyla Play Off’u kovalama gibi bir hedefi olmaz, olmamalı. Kadrosu Süper Lig hedefi için fazlasıyla yeterli. Evet, özellikle gol bölgesinde eksiklik var ama bu ligden çıkabilecek düzeyde bir kadro oluşumu sağlandı.
Devre arasında eksik ve aksayan bölgelere takviyeler yapılır, yapılmalıdır da. Bir şansları ise ligin geçen sezonlara göre daha zayıf olması. Lige baktığımız zaman birkaç iyi kadro var sadece. Buna fırsat sezonu da diyebiliriz. Değerlendirmek gerekir. Süper Lig’e çıkmak için bundan daha iyi sezon bulunamaz. İsmet hocanın gerekli dersleri çıkaracağına ve de öğrencilerini hazırlayacağından şüphemiz yok. Mühim olan çok geç kalınmadan önlem alınmasıdır. Bir başka konu ise Süper Lig’i, yönetim, teknik ekip, futbolcu kadrosu çok istiyor istemesine, gereğini de yapacaklardır ama yetmeyebilir. Şehir de istemeli, taraftar mutlaka devreye girmeli. Öyle boş tribünlerle hedefe varılmaz. Mutlaka tribünleri doldurmalı.
Bu oyunla olmazdı!
Bülent Buda: Sevgili Osman Zeki Korkmaz’ın maç yorumunda doğruluk payı yüksek. Özellikle kötü zemin. Ancak sevgili Korkmaz’ın eksik bıraktığı boşluklar var. Söz gelimi aşırı özgüven, nasıl olsa atarız bir biçiminde de kazanırız düşüncesi. Bu tehlikeli yönelimden futbolcuları arındırmak zor olur çoğu zaman. Ataklarda açık ara önde olmak yetmiyor. O değerli final dokunuşlarını ve bitirici vuruşları, etkinlik alanı içine sokamadığınızda işler beklentilerin dışına taşıyor. 90 dakika ile uzatmalarda Lima’nın tek gollük girişimi var. Onu da direkler önlüyor. Bir diğer yaşamsal yanılgı da üstün oynadık, fırsatlardan yararlanamadık düşüncesi. Manisa FK’nın ilk maçtan bu yana en düşük gol pozisyonuyla tamamladığı gündü… Bir söz vardır, ‘Un, şeker, yağ var. Helva ortada yok!’ Öyle bir gündü. Yine başa dönersek, zemin kötülüğü tamam da birazda sergilenen oyunu gözden geçirmek gerekmez mi? Bu yenilgiyi ilk haftalarda uyarıcı bir gelişme olarak yorumlayalım. Lakin kesinlikle ciddiye alalım. Tekrarına izin vermeyelim…
Fatih Tanfer: – Maçın başından itibaren oyun planı kötüydü. Orta alanda Tugay, Burak, Oğuz etkisiz oyunlarıyla hem hücuma katkı veremedi hem de pas oyununu yapamadı.
– Topalli etkisiz, Lima, istenilen toplarla buluşturulamıyor. 90+2’de direkten dönen şutu Manisa adına şansızlıktı.
– Domgjoni ve Graovac nedense uyumsuz ve tedirgindi. İkinci yarıda Göztepe’nin istediği gibi oyun oynamasına müsade etti.
– Artık Manisa FK’nın saha sorununu çözme vakti geldi. Mümin Özkasap’daki saha avantajını kullanamıyor. Bir Akhisar, bir Manisa bana göre takımı olumsuz etkilediğine inanıyorum. Manisa FK bu sezon lige iyi başladı. Umut verdi. Bir gerçek ki Süper Lig yolundaki rakiplerini yenmeden puan cetvelinde üst sıralar çok zor. Aman dikkat.
Mehmet Demirtaş: Manisa FK, son üç maçtan 7 puan çıkardı. Göztepe karşısında kendilerine olan öz güveni abartınca da mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Futbolda bazen yatırım yaparsın, yıldız oyuncular alırsın ama işler iyi gitmez. İşte Manisa FK’da durum bu. Manisa FK, elindeki oyuncu kadrosunu çok doğru kullanmalı. Göztepe maçındaki futbolunda hücum organizasyonları yeterli değildi. Bu oyun, 1. Lig’de şampiyonluğa oynayacak bir takımın futbolu kesinlikle olamaz.
Acı ama gerçek, bahanelerin arkasına sığınarak bu futbol sizi Süper Lig’e çıkaracak düzeyde değil…
Önceki haftalarda Manisa FK, geçen yıla göre daha iyi oynuyor, daha bir takım görüntüsündeydi. Ancak hep birlikte gördük ki puan kaybetmeyecekleri anlamına gelmiyor. Umut ediyorum ki Osman hoca bu maçtan gerekli dersleri çıkaracaktır. Daha bu köprünün altından çok sular akacak. Bekleyip, izleyip hep birlikte göreceğiz.